Helmut Helmut Oberdiek * 18.9.1947 — † 27.4.2016
dictionary  HH'de oturan, HF'lu olan HO'nun kütüphanesi
Kitabım Wikim Sergim Arşivim Eklerim

Silahlı Örgütlerin İhlalleri

Türkiye’de radikal sol ve radikal sağ, fakat aynı zaman radikal İslam grupları arasında silahlı mücadeleyi benimseyen epey örgüt var. Ülkücü olarak bilinen grup ile Hizbullah görevlerini daha çok devlet için tehlikeli gördükleri komünist ya da bölücü diye adlandırdıkları yapılanmalara karşı (devlete destek sunmak savıyla) silahlı eylem yürütmektedir. Marksist-Leninist ideolojisinden gelen gruplar ise silahlı mücadeleyi devrimci stratejilerinin bir parçası olarak görür.

Türkçe’de "silahlı propaganda" derken daha çok sansasyonel eylem akla gelir. Devlet otoritesi temsil eden polis veya askerler öldürmekle radikal sol örgütler taraftar kazanmayı amaçlıyor. Ancak 12 Eylül öncesine bile bu tür örgütler sadece "düşman"a karşı şiddet uygulamıyordu. Sağ-sol çatışması olduğu gibi sol örgütleri arasında belirli bir bölgede (mahalle veya okulda) egemenlik kurabilmek için amansız savaşlar söz konusu idi.

12 Eylül askeri darbesiyle illegal (ve legal) örgütlerin birçok militanı yakalandı (İnsan Hakları Derneği siyasi nedenle gözaltına alınanlar için 650,000 gibi bir rakam vermektedir). Bazı örgüt elemanları yurtdışına kaçmayı becerdi. Ancak yurtdışında da öldürmeler durmadı. Özellikle Kürdistan İşçi Partisi (PKK) karşı fraksiyonlardan ve hatta kendi içinde cinayet işlemekle üzücü bir üne kavuştu. Sitemin Almanca bölümünde örgüt içi infaz konusunda ve özel olarak Kürşat Timuroğlu’nun öldürülmesi ile ilgili sayfalar mevcut.

Avrupa’da işlenmiş cinayetler hakkında birçok şey biliniyorsa da Türkiye ve Ortadoğu’da işlenen cinayetler hakkında fazla bilgi yok. 1980’li yıllarda pek kimse de buna dikkat etmiyordu da denilebilir.

15 Ağustos 1984 tarihinde PKK Eruh ve Şemdinli baskınları ile yeniden silahlı mücadeleye başladı ya da uzun sürecek olan bir savaş için "düğmeye bastı". "Sömürgecilere" karşı girişilen bu hareket esnasında pekçok sivil hayatını kaybetti. Devlet bazı köylülere silah vererek PKK’ya karşı savaşmak için korucu yaptı. Özel tim ve "derin devlet"in başka yapılanmaları ile PKK yandaşlarına karşı ayrı bir "savaş" yürütüldü. PKK ise sadece elinde silah olan kişileri öldürmekle kalmayıp "ocak söndürme" biçiminde aile reisi korucu olan tüm aile fertleri (hatta hayvanları dahi) öldürmekle "cezalandırmış" oldu.

Birçok olayda "hain", "ihbarcı", "itirafçı" gibi çok ağır suçlamaya yer vermeden salt "devlet yanlısı" olarak gösterilen insanlar hayatlarını kaybetti, yani "bizden olmayanlar ölümü hak etti" mantığıyla hareket edildi. PKK yayın organı olan "Serxwebun" dergisinin 1983 ile 1987 arasındaki sayılara bakmakla örgütün gururla kabul ettiği enaz 240 cinayet buldum. Maalesef 1988 ile 1989 yıllarına ait dergilere bakamadım. Bunun için sistemli bilgi toplaması 1990 yılı ile başlıyor.

En çok yardım TİHV’nın dokümantasyon merkezinden buldum. Tüm yıllık raporlarda değilse de bir çok yıllıkta örgüt infazlarına da yer verilmiştir. Dolaysıyla bu çalışmamın temeli TİHV raporları oldu. Raporlarda yer alan asker, polis ve tek ise (ailesine dokunulmadıysa) korucuları çıkartmakla 940 gibi bir rakama ulaştım (ayrı bir yerde verdiğim öğretmen ve gazeteci öldürmeleri de buna dahil değil). Sınırlı olan küçük arşivimde ek olarak 28 kişinin ismini daha buldum. Böylece 10 yılda örgütlerin eylemlerinde 1.000 (bin)den fazla insan hayatlarını kaybetti denilebilir. Hesap şu: listede 940 kişinin ismi var, buna 90 öğretmen, 5 gazeteci ile 28 "yeni" olay eklemek lazım.

Tabii hepsi PKK’ya ait değil, hatta örgütiçi infazlar başka örgütlerde de görüldü. Getirilen suçlamalar genellikle devlet için çalışmak oldu, ama çoğu kez fraksiyon ayrılıklar söz konusu idi. Örneğin Dev-Sol Yağan ve Karataş fraksiyonlarına bölündüğünde cezaevlerinde bir dizi cinayetler işlendi.

Aynı zaman fraksiyonların birbirini ispiyonlaştığı da söyleniyor. Sadece 1992 yılında İstanbul, Ankara ve Adana’da olmak üzere 23 Dev-Sol militanı polis kurşunu ile hayatını kaybetti. Örgüt evleri hakkında bilgi MİT güya Lübnan’dan temin etmiş. Tabii benzer olaylar 1992 öncesi ve sonrasında da cereyan etti.

"Devrimci adalet" kavramına ilişkin bir şeyler söylemek gerekir sanıyorum. Silahlı örgütler genellikle idam cezasına karşı değiller, işlenen cinayetlere verilmiş (bazen "halk onayı" ile) idam cezalarının infazı derler. Ancak yargılama yapıldı derken bundan şüphe duymak gerekir. 7 Ocak 1990 tarihinde 2000e Doğru dergisi PKK içinde yargılamaların nasıl yapıldığı kısmen anlatılır; eski PKK militanı olan Selim Çürükkaya’nın Almanca olarak yayınlanan kitabında başka ayrıntılar var.

Bundan çıkan sonuç şu: zan altında olan eski "yoldaş" itirafta bulunmadığı takdirde sadece PKK değil, diğer örgütler de işkence uygulamaktan çekinmezler. PKK kamplarında duruşmalarda kendi aralarında belirledikleri kişi(ler) savcı, başkalar ise yargıç olurdu. Savunma makamı diye bir şey yok, ayrıca (tabiiki burjuva) hukuku okumuş kimselerde yok. PKK’da yargılanabilmek için özeleştiri vermek gerekirdi. Özeleştiri ise insanın kendisinin çok hatalı olan bir hiç, Abdullah Öcalan ise yüce bir varlık olduğunu anlatmaktan ibaret bir şey idi. "Normal" ceza idam, nadiren çalışma kampına gönderilmek ceza sayılırdı. Onun haricinde Abdullah Öcalan’ın affetme yetkisi vardı. Bu şekilde ölümden kurtulan insanlar kendisine daha sıkı bağlanmış oldu.

İşkence ile elde edilmiş ifadelerden genel olarak şüphe etmek gerekir. Yargılamanın eksiklikleri de eklendiğinde öldürülen birçok kişi söylendiği gibi bir "suç" işlemeden öldürüldüklerini varsaymak gerekir. İdam cezasına karşı olan insanlar için bu konu belirleyici değil tabii. Böyle bir liste hazırlarken sorulması gereken tek soru: çatışmada mı öldüler yoksa öldürüldüklerinde silahsız mı idiler?


Öğretmen ve Gazetecilerin Öldürülmesi

TİHV’in geniş kamuoyu gözünden kaçan başka önemli bir çalışması daha vardı. Kasım 1995’de yayınlanan "OLAĞANÜSTÜ HAL BÖLGESİ’NDE EĞİTİM ve ÖĞRETİM (Öğretmenlere saldırılar)" isimli raporda şu tespitler yapılıyordu: "TİHV’nin belirlemelerine göre, PKK’nin silahlı eylemlere başladığı 15 Ağustos 1984 tarihinden 20 Kasım 1995 tarihine kadar geçen süre içinde silahlı-bombalı-satırlı-sopalı saldırılar ya da çatışma ve benzeri şiddet eylemleri sonucunda 142 öğretmen öldürüldü. 142 öğretmenden 7’si 1985-1988 yılları arasında, 4’ü 1989 yılında, 10’u 1990 yılında, 4’ü 1991 yılında yaşamını yitirdi. 1992 yılı başından itibaren öğretmenlere yönelik saldırılar büyük ölçüde arttı. Öldürülen öğretmenlerin sayısı 1992 yılında 30, 1993 yılında 50, 1994 yılında ise 33 oldu. 1995 yılında da (20 Kasım 1995 tarihine kadar) 4 öğretmen öldürüldü.


Öğretmenlerden 91’i PKK militanlarının saldırıları sonucunda, 46’sı da 1990 yılından itibaren artan faili meçhul cinayetler sonucunda öldü. Geriye kalan 5 öğretmenden 2’si 1985 ve 1988 yıllarında gözaltında işkenceyle, biri 12 Temmuz 1992 tarihinde Adana’da TİKKO militanları tarafından, biri 22 Ekim 1993 tarihinde Lice’de yaşanan olaylar sırasında, biri de 30 Mayıs 1994 tarihinde Tunceli’nin Ovacık ilçesi yakınlarında güvenlik görevlileriyle PKK militanları arasında çıkan çatışmada kaza kurşunuyla vurularak öldürüldü."

Milli Eğitim Bakanlığı'nın sayfasında, kendi arşivimde ve 15 Ağustos 1984 öncesi ile 20 Kasım 1995 sonrasi birkaç olay daha buldum. Bunlar eklendiğinde sonuç şöyle: 20 yıl içerisinde 176 öğretmen öldürüldü. Bunlardan 57'si faili meçhul cinayetlere (bunlardan illa devlet ya da derin devlet sorumlu değil, Hizbullah sorumlu olabildiği gibi PKK veya TİKKO da öldürmüş olabilir) kurban gittiler. 105 öğretmen PKK tarafından öldürüldü veya "kaybedildi". Beş öğretmen işkence sonucu, bir öğretmen de cezaevinde (muhtemelen işkence sonrasında hastalanarak) öldü. Dört öğretmen büyük olasılıkla Hizbullah tarafından öldürüldü. İki öğretmen de TİKKO tarafından öldürülmüş. Patlayan bomba yüzünden hayatını kaybeden iki öğretmen muhtemelen PKK eylemi sonucu öldüler.

Özellikle 90’lı yılların ortasındaki yayınlara bakıldığında (özellikle örgütün kendi yayın organlarına) PKK tarafından ilan edilmiş birçok yasak görüyoruz. Bunlar sadece OHAL bölgesi içinde değil örneğin Çukurova bölgesi için geçerli idi. Fuhuş, alkohol ile kumar yasağı anlaşılsa da (cezası idam olmamasö koşulu ile) siyaset ve eğitim yasağına anlam vermek zor. Üstelik PKK alternatif bir eğitim de geliştirmedi (Kürt çocukları cahil bıraktı da denilebilir). Öldürülen öğretmenler arasında sol eğilimli kişilerin de az olmaması ayrı bir eleştiri konusudur. Sonunda PKK belki bu eleştirilere kulak verip bu cinayetlerden vazgeçti.

Gazetecilerin öldürülmesinde başı PKK çekmedi, ancak devlet öldürüyor derken kendisi de cinayetlerden çekinmedi (PKK gözünde bunlar "hain" idi). Devlet ya da derin devlet Kürt gazete ve dergileri için çalışanlara benzer bir şekilde gazeteci olarak görmedi. Onlar "kalemle çalışan terörist" idi.

Bu konuda hazırladığım listenin temeli, Hrant Dink cinayetinden sonra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından hazırlanan ve birçok yerde yayınlanan bir liste teşkil ediyor. Bu listeye göre Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana Hrant Dink öldürülen 62inci gazeteci idi. Gazetecilerin oluşturduğu dernekler ölümlere "basın şehitleri" diyebilir. Bu açıdan haber yapmak için yola çıkıp kaza sonucunda hayatını kaybeden gazeteciler de basın şehidi olabilir. Fakat buradaki amaç, resmi veya gayri resmi güçler (Hizbullah veya PKK mesela) tarafından öldürülen gazetecileri saymak.

Derneklerin listelerinde Cumhuriyet kuruluşundan bu yana ölen gazeteciler vardı. Ben sadece 1980 ile 2000 yılları arasında ölenlere yer verdim. Benim ulaştığım sonuç: 20 yılda 50 gazeteci öldürüldü. 5’er cinayet PKK, Hizbullah ve diğer radikal İslam gruplara mal etmek mümkün. Devletin (derin devletin) sorumlu olduğu olay sayısı 12. Bunlar içerisinde gözaltında ölen iki gazeteci var, iki gazeteci "kayboldu" ve ancak birinin cesedi bulundu.

Metinler (php)

Sade Listeler

Açıklamalı Listeler

Yaşam hakkı

"Kayıplar"
rtf 922kB

"Kayıplar"
xls 370kB

"Kayıplar"

Gözaltında ölüm

rtf 582kB

Gözaltında Ölüm

xls 112 kB

Gözaltında Ölüm

Silahlı grupların saldırıları
rtf 1,7mB

Silahlı grupların saldırıları
xls 377kB

Silahlı grupların saldırıları

Öldürülen öğretmenler
html 99kB

Öldürülen öğretmenler

xls 41 kB

Öldürülen gazeteciler
html 51kB

Öldürülen Gazeteciler
xls 46kB


- Site Haritasi - Impressum